“Ankaragücü-Çaykur Rize maçı sonrasında iki farklı portre vardı. Biri, Ankaragücü Teknik Direktörü Emre Belözoğlu’nun, hakemle ilgili iyiniyet (!) açıklamaları; diğeri ise, Karadeniz ekibinin 89 numaralı futbolcusu Martin Minchev… Bulgar futbolcu, herkesin kaçıştığı yerde, oradakileri önlemek için çaba gösterdi. Bir oraya bir buraya koşuşturarak, şaşkınlıkla birlikte “nasıl durdurabilirim?”in derdine düştü. Bravo Minchev…
Bir diğer portre de, 4. hakem Ömer Tolga Güldibi… Ne kaçtı, ne de panik yaptı. Elinden geldiğince hakemi korumak, saldırganları uzaklaştırmak için uğraştı. Ona da bravo…
Faruk Koca müebbete mahkum
Timsah gözyaşlarının son versiyonunu hep birlikte gördük bir kez daha…
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın Halil Umut Meler’i nakavt edişi, insanlıktan nasibini alamamışların yerdeki hasmına tekme darbeleri, bir anda futbol camiasında Meler’i değerli(!) kıldı. Aslında, Meler özelinde hakemleri yüceltti. Üç gün önce demediklerini bırakmayanlar, “kınama” ile “kına yakma” arasındaki arafta kaldı.
Şimdi buradan hepsinin yaptığı konuşmaları tek tek çıkarıp utandırmayalım. Fenerbahçe’den Galatasaray’a, Beşiktaş’tan Trabzonspor’a, Süper Lig’den BAL Ligi’ne hatta yerel amatör lige kadar herkes hakemden şikayetçi oldu. Kiminin tepkisi sözde kaldı, kimi fiilen saldırdı.
Ama hiçbiri Meler’e yapılanlar kadar olmadı.
Tabii ki hakem eleştirilecek. Tabii ki hakim eleştirilecek. Tabii ki hekim eleştirilecek.
Ancak biz vicdanen yargılarız, hakim kanuna göre!
Ankaragücü Başkanı Faruk Koca, şu kadar cezalandıracak, bu kadar hak mahrumiyeti alacak diye konuşur, tartışır, sonuca bakarız. Ancak Koca, futbol vicdanında çoktan müebbete mahkum olmuştur bile…
* * *
Futbol ne ara buralara geldi değil mi?
Soyunma odalarında hakemlerin kapıları kilitlendiğinde…
Sahada, hakemi kovaladığında…
Kürsüye çıkıp, kısaca, “hakemi rahatsız edin” dendiğinde…
“Silahım olsa vururdum” diyerek hakeme gider yaptığında…
Kulüp başkanlarının (istisnalar hariç olmak üzere) aldıkları hak mahrumiyeti cezalarını paraya çevrildiğinde…
Hakeme ve diğer müsabaka görevlileri hakkında yapılan açıklamalar artık rutin cezayla olağan hale geldiğinde… Bu cezaların caydırıcılık vasfı kalmadığında…
İşte böyle böyle bugünlere geldi.
Bunlar ilk akla gelenler… Bu listeye eklenecek o kadar fazla madde var ki…
Amaç bu nedenleri uzatmak değil, bu yolları tıkamak…
Yıkmak değil, yapmak…
Üzmek değil, gülmek…
Eleştirirken, kendini bilmek…
Süper Kupa oynanacak mı?
Halil Umut Meler’e karşı yapılan saldırı, hakemlerin tavrı ve diğer olaylara anında tepki veren Türkiye Futbol Federasyonu, yönetim kurulunu acil olarak topladı ve gece yarısı bir karar aldı:
“Tüm liglerdeki maçlar süresiz olarak ertelenmiştir.”
Zaten Süper Lig’deki hakemler de, Meler’e yapılan hareket karşısında kayıtsız kalmadı, hepsi mazeret bildirerek görev almayacaklarını anlattı.
Peki can alıcı soruya gelelim; Süper Kupa oynanacak mı?
Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki, 29 Aralık Cuma günü Suudi Arabistan’da yapılacak, “Dev final”in akibeti ne olacak? Oynanacaksa, bu karşılaşmanın hakemliğini kim yapacak? Türk hakemler görev almaktan imtina edecekse, yabancı bir hakem mi yönetecek?
“Soru sorma, cevap ver” diyenleri duyar gibiyim. Ancak, bu sorunun cevabını bence şu anda Türkiye Futbol Federasyonu da bilmiyordur.”